(The Turkish Post) – Sağlık Bakanlığı, hazırladığı M çiçeği virüsü rehberini bugün yayınladı. Rehberde, virüsün bulaşma riski, virüsten korunma yolları ve tedavisi hakkında bilgilere yer verildi.
Bakanlığın yayınladığı rehberde şunlara yer verildi:
“M-Çiçeği, Poxviridae ailesindeki Orthopoxvirus cinsinin bir üyesi olan M-Çiçeği virüsünün
(MPox) neden olduğu bir hastalıktır. Orthopoxvirus cinsinin diğer üyeleri Camelpox, Cowpox
gibi diğer canlı türlerinde de görülebilen zoonotik virüslerdir. Aynı ailenin insana özgü türü
olan ve genel olarak bilinen ismi ile çiçek hastalığına neden olan Variola virüsü, etkin aşılama
ile 1980 yılında dünya üzerinden eradike edilmiştir.
M-Çiçeği, öncelikle Orta ve Batı Afrika’nın tropikal yağmur ormanlarında endemik olarak
görülen ve zaman zaman dünyanın diğer bölgelerine buradan yayılan, az sayıda görülen viral
bir zoonotik hastalıktır. Klinik olarak; ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, kızarıklık ve
büyümüş lenf nodları ile kendini gösteren hastalık bir dizi tıbbi komplikasyona neden olabilir.
Semptomları genellikle 2-4 hafta süren ve kendi kendini sınırlayan M-Çiçeği ağır vakalara da
yol açabilmektedir. Orta Afrika’daki vakalarda yüzde 10 ile en yüksek fatalite oranı saptanırken,
Batı Afrika’da bu oran yüzde 1 olarak saptanmıştır. 2022 yılından sonra pandemik hale gelen formu
ile bağışıklık sistemi normal kişilerde fatalite oranı binde 1’in altındadır.
M-Çiçeği döküntüleri, 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından dünya çapında
eradike edildiği ilan edilen çiçek hastalığının döküntülerine benzer. M-Çiçeği, çiçek
hastalığından daha az bulaşıcıdır ve daha hafif seyirli bir tabloya neden olur.
Çiçek hastalığına karşı kullanılan aşılar, M-Çiçeğine karşı da belirli oranda bir koruma
sağlamaktadır. Çiçek hastalığının tedavisi için geliştirilen antiviral ajanlar, M-Çiçeği tedavisi
için de kullanılmaktadır.
M-Çiçeği, klinik olarak daha hafif olmasına rağmen, semptomları geçmişte çiçek hastalarında
görülenlere benzer viral bir zoonoz (hayvanlardan insanlara bulaşan bir virüs) olmakla birlikte
insandan insana da bulaşabilmektedir. 1980 yılında çiçek hastalığının eradikasyonunun ilanı ve
sonrasında çiçek aşısının uygulamasının durdurulması ile M-Çiçeği nadir de olsa özellikle Orta
ve Batı Afrika’da görülen bir hastalık haline gelmiştir.
M-Çiçeği, Orta ve Batı Afrika’da, genellikle tropikal yağmur ormanlarına yakın kırsal alanlarda
görülmekte iken, son yıllarda Afrika’da kentsel alanlardan da vaka bildirimleri olmaya
başlamıştır. 2022 yılında dünya genelinde en az 116 ülkeden M-Çiçeği vakaları bildirilmiştir.
Bu ülkelerin en az 100’ü tarihlerinde ilk kez M-Çiçeği bildirmiştir. Bunun üzerine Temmuz
2022’de DSÖ tarafından Halk Sağlığını Tehdit Eden Acil Durum ilanı yapılmıştır. Vaka
sayısının Nisan 2023’ten itibaren azalması üzerine Mayıs 2023’de bu durum sonlandırılmıştır.
Bu dönemdeki vakaların bulaş yolu, korunmasız cinsel ilişki olarak tanımlanmıştır. M Çiçeğinin 2022 öncesi endemik olarak görüldüğü ülkelerde virüsün yayılımında rolü olan
hayvan konakları, kemirgenler ve primatlardır. Eylül 2023’ten itibaren Demokratik Kongo
Cumhuriyeti’nde başlayarak sonrasında komşu ülkeler olan Kongo Cumhuriyeti, Ruanda ve
Gine’den ve 2024 yılı itibariyle Nijerya’dan vaka bildirimlerinde artış görülmüştür.
MİKROBİYOLOJİSİ: Monkeypox virüsü, Poxviridae ailesinin Orthopoxvirus cinsine ait zarflı, çift sarmallı bir DNA virüsüdür. Virüs, variola (çiçek hastalığı etkeni) ve vaccinia virüsleri (çiçek hastalığı aşısında
kullanılan virüs) ile aynı cinstendir. M-Çiçeği virüsünün iki farklı genotipi vardır. DSÖ tarafından 2022 Ağustos ayından itibaren Orta Afrika’da görülen Orta Afrika soyu Tip I (Clade I) ve Batı Afrika’da görülen Kongo
Havzası/Batı Afrika soyu Tip II (Clade II) olarak isimlendirilmiştir. Tip II suşu da tip IIa ve Tip
IIb olarak ikiye ayrılmıştır. Tarihsel olarak Orta Afrika suşu Batı Afrika suşuna göre daha
şiddetli hastalıklara neden olmuş ve göreceli olarak daha bulaşıcı olduğu gözlemlenmiştir. 2022
yılında başlayan ve tüm dünyayı etkileyen M-Çiçeği virüsü Clade IIb olarak tanımlanırken,
Eylül 2023 sonrası Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve çevresindeki ülkelerden bildirilen vakalar Tip II’ye aittir. Haziran 2024 itibariyle son vaka artışındaki Tip I suşunun gösterdiği
klinik farklılıklar nedeniyle DSÖ tarafından Tip Ib olarak isimlendirilmesi uygun görülmüştür.
Bu suşun daha bulaşıcı olabileceği ve kliniğin daha ağır seyredebileceği düşünülmektedir.
M-ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNÜN DOĞAL KONAĞI: M-Çiçeği virüsüne duyarlı çeşitli hayvan türleri tanımlanmıştır. Bunlar; ip sincapları, ağaç sincapları, Gambiya keseli sıçanları, fındık fareleri, primatlar ve diğer türlerdir. M-Çiçeği virüsünün doğal seyri bugün için net olarak tanımlanabilmiş değildir. Kesin rezervuar(lar)ı ve
doğada virüs dolaşımının nasıl olduğu henüz netlik kazanmamıştır. Bununla birlikte ön planda
kemirgenlerin olduğu düşünülmektedir.
SALGINLAR: M-Çiçeği, ilk olarak 1958 yılında Danimarka’da Kopenhag’a Demokratik Kongo
Cumhuriyeti’nden deney hayvanı olarak getirilen maymunlarda lezyonların görülmesi üzerine
yapılan incelemelerde gösterilmiştir. Bu nedenle ilk isimlendirmesi Maymun Çiçeği
(Monkeypox) olarak yapılmıştır. Ancak DSÖ, salgınların ve yeni tanımlanan ajanların coğrafi
bölge veya hayvan isimleri ile ilişkilendirilmesinin yaftalamaya neden olabileceği endişesiyle,
virüs 2023 yılından itibaren MPox olarak isimlendirilmiştir. Virüsün, ilk kez maymunlarda
tespit edilmiş olmasına rağmen, doğal rezervuarı maymunlar değildir. İlk kez insanlarda
virüsün saptanması, 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde çiçek hastalığının 1968
yılında eradike edildiği bir bölgede yaşayan 9 yaşında bir erkek çocukta olmuştur. O tarihten
itibaren vakaların çoğu ülkenin kırsal, yağmur ormanı bölgelerinden bildirilmiştir. Kongo
Havzasında, özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Orta ve Batı Afrika’da insan vakaları
giderek daha fazla bildirilmektedir.
1970 yılından itibaren 11 Afrika ülkesinde (Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti,
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti,
Sierra Leone ve Güney Sudan) insanlarda M-Çiçeği hastalığı bildirilmiştir. 1970 ve 1980 yılları
arasında 59 insan M-Çiçeği vakası ve fatalite hızı %17 olarak bildirilmiştir. Bu vakaların tümü,
Batı ve Orta Afrika’nın yağmur ormanlarında küçük orman hayvanlarına (örneğin, kemirgenler, sincaplar ve maymunlar) maruz kalan bireyler arasında meydana gelmiştir. M-Çiçeğinin
hastalık yükü tam olarak bilinmemektedir. Örneğin, 1996-1997’de Demokratik Kongo
Cumhuriyeti’nde daha düşük fatalite oranı ve daha yüksek atak hızı ile bir salgın rapor
edilmiştir. Bu salgında yüksek atak hızına rağmen düşük fatalite oranı görülmesi, eş zamanlı
olarak bir su çiçeği (Varicella Zoster virüsünün neden olduğu) salgını olmasına bağlanmıştır.
2017 yılından bugüne kadar Nijerya’da 500’den fazla şüpheli vaka ile 200’den fazla kesin
vakanın olduğu ve fatalite oranının yaklaşık %3 olduğu büyük bir salgın yaşanmıştır.
M-Çiçeği hastalığı, yalnızca Batı ve Orta Afrika ülkelerini değil, nadir ve az sayıda da olsa
dünyanın geri kalan ülkelerini de etkilediği için küresel önemi olan bir hastalık haline gelmiştir.
2003 yılında, Afrika dışındaki ilk M-Çiçeği salgını 70’in üzerinde M-Çiçeği vakasıyla Amerika
Birleşik Devletleri’nde görülmüştür. M-Çiçeği hastalığı ayrıca Eylül 2018’de Nijerya’dan İsrail
ve Birleşik Krallık’a, Mayıs 2019, Aralık 2019, Mayıs 2021 ve Mayıs 2022’de Singapur’a,
Temmuz ve Kasım 2021’de yine Nijerya’dan ABD’ye seyahat edenlerde bildirilmiştir. Mayıs
2022’de 100’den fazla ülkede birden fazla M-Çiçeği vakası tespit edilmiştir. Avrupa’da da vaka
kümelerinin meydana geldiği göz önüne alındığında, ABD Massachusetts’te Mayıs 2022’de
görülen ve yakın zamanda özel ulaşımla Kanada’ya seyahat etmiş ama Afrika’ya seyahat etmemiş
olan vaka muhtemelen çok ülkeli M-Çiçeği salgınıyla ilgili olabilir. Mayıs 2022’de, Portekiz,
İspanya ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere Avrupa’da çok sayıda M-Çiçeği vakası rapor
edilmiştir. Çoğu vaka, erkeklerle seks yapan erkekler olup, cinsel aktivite sırasında yakın temas
nedeniyle belirli gruplar arasında yayılım görülebilir.
1 Ocak 2022 ile 30 Haziran 2024 arasında, 116 ülkeden WHO’ya toplam 99.176 laboratuvarca
doğrulanmış mpox vakası ve 208 ölüm bildirildi. Haziran 2024’te, Mayıs 2024 ile benzer
şekilde, 934 yeni vaka bildirildi; bu sayıya önceki aylardan geriye dönük bildirilen bazı vakalar
da dahildir. Haziran 2024’teki vakaların çoğu Afrika Bölgesi’nden (%61), ardından Amerika
(%19) ve Avrupa (%11) Bölgeleri’nden bildirilmiştir. Afrika Bölgesi, Mayıs 2024’e kıyasla
vaka sayılarında bir artış bildirmiştir (567 vs 465). Doğu Akdeniz Bölgesi’nden ise vaka
bildirilmemiştir.
Haziran 2024’te raporlama yapan 26 ülkeden 16’sı (%62) Mayıs 2024’e kıyasla vaka sayısında
artış göstermiştir. Afrika Bölgesi’nde en yüksek artış Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (543
vs 459); Avrupa Bölgesi’nde İspanya’da (54 vs 38); Amerika Bölgesi’nde ise Kolombiya’da (11
vs sıfır) bildirilmiştir. Batı Pasifik Bölgesi’nde en yüksek artış Avustralya’da (64 vs 33) olurken,
Güneydoğu Asya Bölgesi’nde hiçbir ülke artış bildirmemiştir. 1 Ocak 2022’den 30 Haziran 2024’e kadar, en yüksek kümülatif doğrulanmış vaka sayısını bildiren on ülke sırasıyla ABD (33.191), Brezilya (11.212), İspanya (8.084), Fransa (4.272), Kolombiya (4.249), Meksika (4.124), Birleşik Krallık (3.952), Peru (3.875), Almanya (3.857) ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti (2.999) olmuştur. Bu on ülkedeki vaka sayısı, küresel
olarak bildirilen vakaların %81’ini oluşturmaktadır.
BULAŞMA YOLU: Afrika koşullarında M-Çiçeği virüsünün hayvanlardan insana bulaşı, enfekte hayvanların kan,
vücut sıvıları, deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas veya ısırık yoluyla meydana
gelebilir. Afrika’da; ip sincapları, ağaç sincapları, Gambiya keseli sıçanları, fındık fareleri,
farklı maymun türleri ve diğerleri dahil olmak üzere birçok hayvanda M-Çiçeği virüsü
enfeksiyonunun kanıtları bulunmuştur. Maymunlar ve insanlar tesadüfi konaklardır. MÇiçeğinin doğal rezervuarı henüz tanımlanmamıştır ancak büyük olasılıkla kemirgenler rol
oynamaktadır. Çiğ ve az pişmiş enfekte hayvanların etleri ve enfekte hayvanların diğer
ürünlerini yemek hastalığın bulaşı için olası bir risk faktörüdür. Enfekte hayvan tarafından
ısırılma, cilt bütünlüğünün bozulduğu yaralanmalar bulaş açısından risklidir. Enfeksiyonun
daha yoğun olduğu Batı ve Orta Afrika’da ormanlık alanlarda veya yakınında yaşayan insanlar,
enfekte hayvanlara dolaylı olarak da maruz kalabilir.
İnsandan insana bulaşmada uzun süreli yakın ten tene temas önemlidir. Enfekte kişinin
sekresyonları (cinsel çıktılar dahil) ile direkt temas (lezyonlarla temas edecek şekilde sarılma,
masaj, cinsel temas gibi), cilt lezyonları ile bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalarla (göz,
burun, ağız mukozaları gibi) doğrudan temas veya yakın zamanda cilt lezyonlarından kontamine
olmuş nesnelerle (yatak çarşafı, havlu vb.) yakın temas diğer bulaş yollarıdır. Bu tür temas
genel olarak aynı evi paylaşan kişilerde, kapalı ortamlarda çok uzun süre yakın mesafede
bulunanlarda ve enfekte kişiyle kişisel koruyucu ekipman kullanmadan temas eden sağlık
çalışanlarında risk oluşturur. Enfekte anneden bebeğe plasenta yoluyla geçiş vaka sunumu şeklinde bildirilmiştir. Bu durumda doğumda ve doğumdan hemen sonra yenidoğanda doğuştan M-Çiçeği bulguları olabilir. Annede aktif enfeksiyon varlığında yenidoğan bebeğe yakın temas ile de geçiş olabilir.
Bugüne kadar bildirilmiş en uzun bulaşma zinciri altı-dokuz kişidir
BELİRTİ VE BULGULAR: M-Çiçeğinin kuluçka süresi, riskli temastan semptomların başlangıcına kadar olan süre, genellikle 6-14 gün olmakla birlikte 1-21 gün arasında değişebilir. Bir hayvan ısırığı veya tırmalaması öyküsü olan kişiler, dokunsal/temasla maruziyete sahip olanlardan daha kısa bir
kuluçka süresine (13’e karşı 9 gün) sahip olabilir.
Bakanlık tarafından yayınlanan rehbere buradan ulaşılabilir.