(The Turkish Post) – “Deliler delisi” lakabıyla tanınan ve yayınladığı videolarla bir döneme damga vuran Muhammed Yakut’un, Hollanda’da cezaevinden tahliye olduktan bir gün sonra gelen ani ölüm haberi, arkasında pek çok soru işareti bıraktı. Gazeteci İsmail Saymaz, bugünkü yazısında Yakut’un ölümünü çevreleyen çelişkili iddiaları ve şüpheleri masaya yatırdı.
RESMİ RAPOR ‘DOĞAL ÖLÜM’ DİYOR, ÇEVRESİ ‘UYUŞTURUCU YOK’ DİYOR
Yakut’un ölümüne dair ilk resmi belge olan Essen Başkonsolosluğu’nun hazırladığı Cenaze Nakil Belgesi’nde, ölüm nedeni “Doğal Ölüm” olarak kayıtlara geçti. İsmail Saymaz’a göre, Yakut’un yakın arkadaşları da bu bilgiyi destekler şekilde, yapılan otopside herhangi bir uyuşturucu madde bulgusuna rastlanmadığını iddia ediyor.
Ancak bu iki resmi ve yakın çevre iddiasına rağmen, ortada çok daha korkunç bir senaryo dolaşıyor.
KORKUNÇ İDDİA: “SAF KOKAİNLE İNFAZ EDİLMİŞ OLABİLİR”
Saymaz, bazı kaynakların tamamen zıt bir iddiada bulunduğunu aktardı. Bu iddiaya göre, Yakut Hollanda’da 61 gün kaldığı cezaevinde kokaine alıştı. Tahliye olduğunda ise kendisine, ölümcül etkiye sahip olan ve normalinden çok daha güçlü olan “saf kokain” verildi.
Bu kaynaklara göre Yakut, saf kokainin etkisinden habersizdi ve o gece gittiği ‘Happy Garden’ adlı sauna kulüpte, bu maddeyi kullandıktan sonra can verdi. Bu iddiayı ortaya atanlar, olayın basit bir aşırı doz değil, planlı bir “infaz” yani cinayet olabileceğini öne sürüyor.
KAYIP CEP TELEFONU VE SON MESAJ: ŞÜPHELER BÜYÜYOR
Muhammed Yakut’un ölümünün kaza mı, cinayet mi olduğu sorusunu güçlendiren en önemli delil ise o geceden beri kayıp olan cep telefonu.
Gazeteci İsmail Saymaz, bu telefonun önemini şu sözlerle vurguluyor: “Bana ölümünden birkaç saat önce mesaj gönderdiği telefonun WhatsApp hattındaki son görülme, saat 22.40’ı gösteriyor. Demek ki Yakut, bu saatlerde ölmüş ya da öldürülmüş olmalı.”
Bu kritik saatten sonra telefona bir daha ulaşılamaması ve ortadan kaybolması, cinayet şüphelerini daha da derinleştiriyor. Kesin ölüm nedeninin tam otopsi raporuyla netleşmesi beklenirken, Yakut’un ölümü bir sır perdesiyle örtülmüş durumda.