Cuma, Kasım 7, 2025
Turkish Post
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
Turkish Post
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
Anasayfa Özel Röportaj

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

Ünlü tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü, muhalif sanatçıların "piyasadan silinmek istendiğini" kaydederek, bu konuda televizyon kanallarının patronlarına ve yapımcılara isim listeleri gittiğini söyledi. "İsmi listede olanlar piyasadan siliniyor" diyen Üzümcü, muhalif olduğu için bazı şehirlerde tiyatro oynamasına izin verilmediğini de söyledi. Ayşe Barım'ın tutuklanmasına da değinen Üzümcü, Barım'ın "başka hesaplar" nedeniyle tutuklanmış olabileceğini savundu. "Sansür artık ülkemizde gökkuşağı gibi" diyen Üzümcü, "Hayatımız ‘Aman söyleme, aman yapma’ üzerine kurulmaya başlandı" yorumunu yaptı.

25/09/2025 17:09
Okuma süresi: 11 dk. okuma
A A
Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu
Facebook'ta PaylaşX'de PaylaşBlueskyWhatsapp

(The Turkish Post) – EDA NUR SUNGUR 

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü, gerek sahnelerdeki performansı gerekse de toplumsal konulardaki duyarlılığı ile sanat camiasında müstesna bir konuma sahip. Toplumun her türlü sorununu dile getirmekten asla çekinmeyen Üzümcü, bu nedenle iktidarın hışmına da uğruyor. Oyunlarının sahnelenmesi engellenen, hakkında soruşturmalar açılan, sosyal medyada iktidar destekçileri tarafından sık sık hedef gösterilen Üzümcü yine de duruşundan taviz vermeyen kararlılığıyla dikkat çekiyor.

Gelenekten beslenen ama çağının sancılarını da dile getiren bir sanat anlayışının temsilcisi olarak Üzümcü’nün sanatında sahne, aynı zamanda hakikatin yankılandığı bir kürsü. Bu noktada sahneler dar gelmiş olmalı ki soluğu siyaset sahnesinde aldı. Üzümcü, 2019 yılında CHP’den siyasete adım attı. Aynı yıl Şişli Belediye Meclisi üyesi seçildi. 2019-2023 yılları arasında Şişli Belediye Meclisi Kültür ve Sanat Komisyonu başkanlığı görevinde bulundu. Mart 2020’de İstanbul Şehir Tiyatroları’na geri dönen ünlü sanatçı, aynı zamanda kendi ismini taşıyan Levent Üzümcü Tiyatrosu’ndaki çalışmalarına da aralıksız devam ediyor.

Levent Üzümcü, The Turkish Post’a gündemdeki konulara dair önemli açıklamalarda bulundu. Üzümcü, bazı muhalif sanatçılara getirilen yasaklar ve sanat dünyasının verdiği tepkileri yorumladı, eleştirilerini sıraladı, geleceğe dair düşüncelerini paylaştı. Kanal patronlarına ve yapımcılara bazı muhalif isimlerle ilgili bazı listeler verildiğini kaydeden Üzümcü, “İçinde benim de adımın bulunduğu bu listelerde kimin ismi geçiyorsa piyasadan bir şekilde yok ettiler. Bu aynı zamanda sektörde çalışan diğer insanlara da ‘Böyle yaparsanız sizi de yok ederiz’ demenin bir yoluydu. Kazan kazan mantığı oldu kendileri için. Hem bizi piyasadan sildiler hem de bizden sonra geleceklere gözdağı verdiler. Kendileri açısından bakacak olursak bu konuda çok da başarılı oldular” dedi.

Ünlü tiyatrocu aynı zamanda, medya ve sanat dünyasında uygulanan sansürü de “gökkuşağına” benzetti. Üzümcü yapımcı ve menajer Ayşe Barım’ın tutuklanmasına da anlam veremediğini kaydetti.

The Turkish Post okurlarını, Levent Üzümcü’nün röportajının ilk bölümüyle baş başa bırakıyoruz…

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

“FİKRİMİ SÖYLEMEK BENİM EN DOĞAL HAKKIM” 

2004-2009 yılları arasında ATV’de yayınlanan Avrupa Yakası adlı dizide “Cem” karakterini canlandırdınız. “Neşe dolu Cem” neden siyasete girme ihtiyacı hissetti?

Türkiye’de yaşayan bir vatandaş olarak; çocuklarını milli eğitimin okullarına gönderen, pazara çıkıp alışveriş yapan, filesini doldurmaya çalışan, ev kirası veren bir baba olarak yaşadığım ülkede bütün bu saydıklarımı kötüye götüren, kendini devlet zanneden hükümete karşı fikrimi söylemek benim en doğal hakkımdır. Keşke bu ülkede yaşayan, bu sorunlarla hem hal olan ve yaşadıklarının sorumluluğunu sorumlularla paylaşan insanların sayısı daha fazla olsa…

Ünlü bir oyuncu olarak, sanatçının iktidar karşısındaki konumunu nasıl tanımlarsınız? “direnişçi”, “aydınlatıcı” yoksa “yalnız bir anlatıcı” mı?

Şahit olduğun durumu sadece anlatmak, bir sanatçıyı, bir oyuncuyu ne kadar memnun ve mutlu eder bilemiyorum. Ama ben sadece gördüğümü söylemektense; neyi, neden nasıl söylediğimi anlatmayı ve tavır olarak da bunu gösterebilmeyi daha doğru buluyorum. Olup bitenler karşısında, tavırsız kalmak, ‘Ne var canım her dönemde olmadı mı?’ gibi kendini kandırmaya yönelik hareketler sanatçıyla ilgili değildir. Ama burada yanlış anlaşılan bir nokta var ki onu da söylemek isterim. İnsanların oyuncuları sanatçı görmek gibi yanlış eğilimleri var. Bizler icracıyız.

“YETENEĞİ OLAN İNSANA SANATÇI DİYEMEYİZ”

Sanatçı üreten kişidir. Yani piyanoyu çalan değil, besteyi yapan; oyunu oynayan değil oyunu yazan kişidir. Bunlara biraz dikkat etmek gerekiyor. Sanat yaratısı biraz acılı bir yaratıdır ve herkese nasip olmaz. Elbette icracılık da bir yetenek ister ancak her yeteneği olan insana sanatçı diyemeyiz. Sanat emekçileri dediğimizde içine icracı da sanatçı da giriyor. Ama zaten sanatla uğraşan bir insanın, yaşadığı dünyadaki yanlışlıklara ve sisteme karşı çıkmaması, bunlarla ilgili bir şey söylememesi normal bir şey değildir. Tabii ki gerçekten dünyaca ünlü sanatçı olup, yaşadığı dünyaya son derece nötr kalan ama sanat icra etmeye devam eden insanlar da vardır. Ben onlara, ‘Sanatçı değiller ya da kötü sanat yapıyorlar’ diyemem. Bu sadece bir tercihtir. Bu sorunun cevaplarını arayanlara çok güzel bir film önerisi yapabilirim. ‘Little Ashes – Küçük Küller’ isimli çok güzel bir film vardır. Salvador Dali, Federico García Lorca ve Luis Buñuel’in arasında, dünyanın gerçeğine ve sanatın ona nasıl baktığına yaklaşır.

“TİYATRO KİMİLERİ İÇİN BİR ESTETİK SIĞINAK”

Size göre; tiyatro, günümüz Türkiye’sinde toplumsal muhalefetin bir parçası olmayı hâlâ başarabiliyor mu, yoksa yalnızca bir “estetik sığınak” mı haline geldi? Siz aynı zamanda Levent Üzümcü Tiyatrosu’nun da kurucususunuz. Sizinle yola başlayan gençleri nasıl bir düşünce üzerine eğitiyorsunuz?

Ben eğitmenlik yapmıyorum. Levent Üzümcü Tiyatrosu bir okul değil ve zaten ömrünü bitirmek üzere. Ben mesleğimi bıraktığımda varlığı son bulacak. Tiyatro kimileri için bir estetik sığınak, kimileri için de dertlerini anlattıkları bir alan. Örneğin biz şu an İzmir’de, 1950’lerde Amerika’daki McCarthy dönemini eleştiren, Arthur Miller’ın ‘Cadı Kazanı’ adlı oyununu oynuyoruz. Başlı başına bir eleştiri. 1600’lerde geçen bir oyun aracılığıyla 1950’ler Amerika’sı hicvedilmişti. Ve biz maalesef, 2025 yılında Türkiye’de bu oyunu bir şeyler söyleyebilmek için oynuyoruz.

“TÜRKİYE’DE TİYATRO SEYİRCİSİ MAALESEF DENGELERİ DEĞİŞTİREBİLECEK SAYIDA DEĞİL”

Yani bunu tercih edenler de var, tercih etmeyenler de var. Genellikle tiyatro seyircisi, Türkiye’de maalesef ki dengeleri değiştirebilecek sayıda değil. Etki alanı olarak pek de siyasi erke, faşizme yüklenebileceği ve onların da umursadığı bir noktada değil. Tiyatroya gidenler, belli bazı radyo veya televizyon kanalları izleyenler, iktidar için yığınlar halinde iktidarlarını değiştirme gücü anlamında bir tehdit yaratmadığı için bu böyle elbette. Türkiye’nin kitap okuma oranı, tiyatroya ve sinemaya gitme oranı belli. Ortaya konan bu sayılar maalesef ülkenin geleceğini belirleyemiyor.

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

“İSMİ LİSTEDE OLANLARI, PİYASADA YOK ETTİLER”

Yıllar önce Avrupa Yakası başta olmak üzere bazı dizilerin en değerli oyuncularından biriydiniz. Bu dönemde TV’deki projelerde yer almamanız sizin şahsi kararınız mı, yoksa muhalif bir tavır takınmanızdan kaynaklı bir ambargo mu?

Kanal patronlarına ve yapımcılara verilen bazı listeler var. İçinde benim de adımın bulunduğu bu listelerde kimin ismi geçiyorsa piyasadan bir şekilde yok ettiler. Bu aynı zamanda sektörde çalışan diğer insanlara da ‘Böyle yaparsanız sizi de yok ederiz’ demenin bir yoluydu. Kazan kazan mantığı oldu kendileri için. Hem bizi piyasadan sildiler hem de bizden sonra geleceklere gözdağı verdiler. Kendileri açısından bakacak olursak bu konuda çok da başarılı oldular.

“MUHALİF OLMAK BANA BEDEL ÖDETMEDİ”

Türkiye’de açıkça muhalif bir sanatçı olmanın size getirdiği en ağır bedel ne oldu?

Bana bir bedel ödetmedi. Aksine seyircimiz ve ben kazandık. Birlikte daha fazla süreyle sahne üzerinde tanışmış, vakit geçirmiş olduk. Artvin’deki, Van’daki, İskenderun’daki yani Türkiye’nin dört bir yanındaki seyirci beni canlı izleyebildi, onlarla buluşabildik. Bu benim için en büyük kazanımdır. Tabii bazı şehirlere hiç giremedim. Gizli bir yasak vardı. Bir yere gittiğimizde ‘Oyun halk yararına değildir’ denilerek sahne almamız yasaklanıyor ya da ‘Temizlik yapılacak’ savıyla sahne tutmamız engelleniyordu. Tabii bunlar seyirciye ödetilen bedellerdi. Kötü insanların yaptığı kötülükler mutlaka kendilerine dönüyor.

Gezi Parkı süreci başta olmak üzere Mehmet Ali Alabora ile toplumsal eylemlerin en önünde ses verdiniz. Kendi kendinize “Keşke bu kadar yüksek sesle konuşmasaydım. Çok öne çıkmasaydım” dediğiniz oldu mu?

Hayır, olmadı.

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

“AYŞE BARIM’IN TUTUKLANMASINI ANLAYAMADIM”

Malumunuz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen gezi soruşturmasında gözaltına alınan menajer Ayşe Barım “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” suçundan tutuklandı. Gezi eylemlerinde bugün etkin konumda bulunan onlarca sanatçı da bulunurken, Barım’ın tercih edilmesini nasıl yorumlarsınız?

Ben orada, bizim aklımızın ermeyeceği, tahayyül edemeyeceğimiz başka hesapların olduğunu düşünüyorum. Ancak bunun ne olduğunu da bilmiyorum. Gerçek nedenin bu olmadığı aşikar gibi geliyor bana. Çünkü bize sunulan nedeni ispatlayacak bir delil yok. Hatta Gezi Parkı’na destek vermeye çalışan kendi menajerlik şirketindeki oyunculara, hatta ona bağlı olmasa da tanış olduğu başka oyunculara gitmemeleri yönünde salık verdiği görülüyor. Bu kadar açık bilgilere, kayıtlara rağmen sanki ‘Oraya gidin’ demiş muamelesi görüyor olmasının altında başka hesapların olduğuna inanıyorum. Bunu da zaman bize gösterecektir. Umuyorum ki bir gün öğrenebiliriz gerçekte Ayşe Barım’ın neden bir tür işkenceye tabi tutulduğunu ve bunları yaşadığını.

“SANATÇILAR, KENDİ ÇAPINDA BARIM’A DESTEK VERDİ”

Ayşe Barım yaklaşık 7 aydır tutuklu. Kendisinin menajerliğini yaptığı sanatçılar başta olmak üzere, sanat ve tiyatro dünyasının Barım’ı yeterince savunduğunu düşünüyor musunuz?

Benim dışarıdan gördüğüm kadarıyla mahkemesine katıldılar. Tutuklandığında çiçeklerle kendisiyle olan fotoğraflarını yayınladılar. Bunlar kendi çaplarında verdikleri desteklerdir. Hiç destek vermediler diyemeyiz.

“TÜRKİYE, OKUMADIĞI, İZLEMEDİĞİ İÇİN BU NOKTAYA GELDİ”

Muhalif sanatçılar medyada çoğunlukla “tehlikeli” ya da “öteki” gibi gösteriliyor. Sizce bu yalnızca iktidarın politikası mı, yoksa muhalif medyanın da kendi dar çerçevesi var mı?

Bu bir iktidar politikası elbette. Bu anılan, yandaş dediğimiz basın-yayın organlarını takip eden kimse yok. Türkiye okumadığı, izlemediği, takip etmediği için bugün bu noktaya geldik. Bir gazeteyi okumak, bir haberi dinlemek; üzerine muhakeme göstermek demektir. Bir şeye inanıyor olabilirsiniz, körü körüne de inanıyor olabilirsiniz. Ancak okudukça, dinledikçe, izledikçe istemeseniz de bir yerden sonra üzerine düşünmeye başlarsınız.

“SADECE SOSYAL MEDYADA 5.5 MİLYON TAKİPÇİM VAR”

İktidara yakın medyada siz ve sizin gibi muhalif isimler yer bulamazken, muhalif kimlikle olduğunu iddia eden TELE 1, Halk TV ve diğer mecralarda da, sizlere yeterince ses verilmediğini düşünüyor musunuz?

Benim böyle bir beklentim yok. Açıkçası sadece ‘X’ platformunda 5.5 milyon takipçim var ve bu alanlar aracılığıyla kendi fikirlerimi dile getirebiliyorum. Ancak gerekli gördüklerinde, mesleğimle ilgili bir konu olduğunu düşündüklerinde, kanalın kapattırmayacağını öngördükleri bazı yorumlarla katılmamı sağlıyorlar, sağ olsunlar. Az önce sorduğunuz Menajer Ayşe Barım’ın da tutuklandığı gün bir yayına bağladılar örneğin. Ekim ayında prömiyerini yapacak olduğumuz ‘Cadı Kazanı’ adlı oyunun fikri bu canlı yayın sürecinde ortaya çıktı. Ellerinde delil ve ispat yokken birilerine iftira atarak hapse atmalarının oyunudur ‘Cadı Kazanı’. Maalesef ki 2025 yılında hala bu oyunu oynuyoruz. Utanç verici…

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

“MAALESEF, ÜLKEMİZ BİR DEMOKRASİ OLARAK GÖRÜLMÜYOR”

Türkiye’de sanat ve siyaset ilişkisini Avrupa’daki meslektaşlarınızla kıyasladığınızda en çok hangi fark göze çarpıyor?

Kabul edilen demokrasi kıstaslarıyla değerlendirdiğinizde ya da Türkiye’den bahseden demokratik yayınlara baktığınızda ülkemizin artık bir demokrasi olarak görülmediğini, değerlendirilmediğini görürsünüz. Hatta çok partili demokratik sistem dahi artık tehlike altında, hukuk zaten yerlerde. Böyle bir ülkedeki sanatçının üzerindeki yükler, Avrupa’dakilere, Batı’daki ülkedeki sanatçıların yüklerine benzemez. Amerika’da çıkıp devlet başkanına küfür dahi edebiliyorsunuz ve bunu halk ile yasaların size sağladığı güçle yapıyorsunuz. Türkiye’de hangi cümleyi nasıl tonladığın dahi hakaret kabul edilmeye başlandı. Bu anlamda memleketimiz maalesef, iyice şirazesi kaymış bir diktatörlük haline geldi.

“SANSÜR ARTIK ÜLKEMİZDE GÖKKUŞAĞI GİBİ”

Türkiye’de ve dünyanın farklı noktalarında, sansürün resmî ve gayri resmî yollarla uygulandığını biliyoruz. Sizce bugün Türkiye’de sansür daha çok devlet eliyle mi, yoksa toplumun kendi oto sansürüyle mi işliyor?

Sansür artık ülkemizde gökkuşağı gibi. Otosansür, devlet sansürü, kurumların sansürü, kişilerin birbirine yaptığı ‘Aman ha’ uyarıları… Sansürün her türlü rengi… Hayatımız ‘Aman söyleme, aman yapma’ üzerine kurulmaya başlandı. Hayat birilerinin verdiği ayarla, bu şekilde yürümez. Türkiye’nin en önemli gazetecilerinden birisi hala annesinin telefonda sesinin titrediğini anlatıyor ve bunu dinlerken hepimizin içi titriyor. Çünkü izan kalmadı, hukuk kalmadı. Geçmiş olsun oldu…

“KİM NEYİ BİRLEŞTİRECEK Kİ?

Eskiden Levent Kırca ve Müjdat Gezen gibi, tanınmış tiyatrocular ve sanatçılar, toplumda artan kutuplaşmalara karşı birleştirici bir rol oynardı. Bu dönemde sanatçıların birleştirici rolü kalabildi mi, yoksa herkes kendi mahallesine mi konuşuyor?

Kim neyi birleştirecek ki? Aklın, doğruluğun, dürüstlüğün, vicdanın, insaniyetin tarafında olmayan insanlarla hangi noktada bir arada olacağız? Biraz da bunu düşünmek gerekiyor. Hayatın ve insan olmanın bazı temel ilkeleri var. Bu ilkelere dahi sahip olmayan insanlarla, bunların olmadığını bile bile nasıl bir arada olalım. ‘Er Rayn’ı Kurtarmak’ filminde Amerikalı askerler bir Alman askerini esir eder. Bir süre vakit geçirip kişisel ilişki kurduktan sonra Alman asker kurgu gereği, Amerikalı askerler tarafından silahsız bir şekilde ‘evine gitmesi için’ serbest bırakılır. Ancak bir süre sonra bakarız ki ilk gittiği yerde silahlanmıştır. Bir kasabada, bir Amerikan askerini öldürmeye çalışırken daha önce onu esir alan askerlerden birini görür. Bir yandan Amerikalı askeri öldürürken bir yandan da tanış olduğu diğer askere ‘Sus’ işareti yapar. Yani ‘Onu öldürüyorum ama sana saldırmıyorum, biz de arkadaşız’ demeye getiriyor. Nasıl bir araya gelinecek ki bu insanlarla?

“TÜRKİYE’DE SAĞCI SOLCU YOKTUR, VİCDANLILAR VE VİCDANSIZLAR VARDIR”

Kiminle bir araya geldiğin de önemlidir. Senin ülken ve geleceğin hakkında, sana çok büyük kötülükler yapan insanlara nasıl baktığı, buz gibi olan adaletsizliklere yaklaşımı bu ilişkilerde belirleyicidir. Temelde akıl, fikir, vicdan, insanlık varsa elbette bir araya gelirsiniz. Bu konuda kıstas birinin sağcı ya da solcu olması değil. Sağcıların çok sevdiği Cemil Meriç’in söylediği gibi ‘Türkiye’de sağcı solcu yoktur, vicdanlı vicdansızlar vardır.’

Levent Üzümcü: Yapımcılara listeler gidiyor, ismi olanlar piyasadan siliniyor I Eda Nur Sungur konuştu

“TİYATROYU YAPTIĞIN DİLE HAKİM OLMAN GEREKİYOR”

Genç tiyatrocuların ve oyuncuların bu ülkede kalmaları için onlara ne tavsiye edersiniz?

Tiyatro sanatı anadil ile çok ilgilidir. Bir oyuncu olarak tiyatroyu yaptığın dile çok hakim olman gerekir. Çünkü bir dilin sahip çıkıcıları tiyatro oyuncuları, romancılar, şairlerdir. İşi sözle olan sanatçılar bir dile sahip çıkar. Dünyanın başka dillerinde yazılmış oyunlar bizim dilimize çevrilir ve kendi seyircimizle buluşur. Bir Alman’ın Bertolt Brecht oyunundan aldığı keyfi buradaki seyirci de alsın diye çabalıyoruz. Bu nedenle başka bir ülkede, başka bir dille tiyatro yapmak çok zordur. Eğer Almanya’da tiyatro yapıyorsanız çok iyi Almanca bilmenin yanı sıra bu dile kültürüne çok iyi hakim olmanız gerekiyor. Bunu yapabilme yeteneğiniz yoksa büyük zorluk çekersiniz. Gitmek isteyen gitsin elbette. Özellikle tiyatro yapmak için yurt dışına gidecek olan gençlerimizin Allah yardımcısı olsun.

“İSTANBUL’UN FETHİ İLE ÖVÜNENLER, O KENTİN BEŞ YILLIK ESARETİNİ HİÇ KONUŞMUYOR”

Umudu diri tutmakta zorlandığınızda size en çok hangi şey güç veriyor?

Umudumu bitirmeyen şey tarihsel gerçeklerimizi biliyor olmak sanıyorum. Öyle ya da böyle toparlayacağımıza inanıyorum. Düşünsenize üç kez istila edildi bu topraklar. Ankara’dan top sesleri duyulurken, yani en zor durumdayken toparladık. Ya da Timur Ankara’ya geldiğinde toplardık. Varlığımızı devam ettirdik. Fatih İstanbul’u 1453’te aldı. Ondan yüzyıllar sonra beş yıl boyunca bu kente işgal altında kaldı. 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşundan kısa süre sonra tek kurşun atmaya gerek kalmadan İngilizlerin bu kenti terk etmesinin sebebi Mustafa Kemal’in, arkadaşlarının ve ordusunun gücüydü. Oraya gitmeye dahi gerek kalmadan, ‘Geliriz’ diyerek kenti işgalden kurtardılar. Ne garip, hepimizin kıvanç duyduğu İstanbul’un fethi ile övünenler, o kentin beş yıllık esaretini hiç konuşmuyor. Bu tarihsel gerçekleri unutmamak gerekiyor. Umut böyle bir şey, en zorlu zamanlarda bile ortaya çıkıyor. Bu topraklarda da hep böyle zorlu zamanlarda yeşeriyor. Bu toplumun hak arayışı ve çıktığı yolda sonuna kadar gitmesi hep böyle zamanların sonunda oluyor.

Etiketler: KANALLEVENT ÜZÜMCÜlistepatronsansürslider-manset
Paylaş111Tweet70PaylaşGönderTara
The Turkish Post

The Turkish Post

Önerilen Haberler

İmza zorunluluğu kalkan Manifest’in yurt dışı çıkış yasağı sürecek
Magazin

İmza zorunluluğu kalkan Manifest’in yurt dışı çıkış yasağı sürecek

Ateşkesi ihlal eden İsrail, Lübnan’ın güneyine saldırdı
Dünya

Ateşkesi ihlal eden İsrail, Lübnan’ın güneyine saldırdı

Erken uyarı sistemi çalıştı: Sındırgı depremini 37 saniye önce bildirdi
Gündem

Erken uyarı sistemi çalıştı: Sındırgı depremini 37 saniye önce bildirdi

Müze gibi araç: Bizans dönemine ait 589 eser ele geçirildi
Gündem

Müze gibi araç: Bizans dönemine ait 589 eser ele geçirildi

Popüler Haberler

İslam Memiş cevapladı: Şimdi altın alınır mı?

Gram altın fiyatı Kapalıçarşı’da sert geriledi: Uzmanlar ne diyor?

Altın fiyatlarında şok dalgalanma: Çin’in vergi hamlesi piyasayı sarstı

Altın fiyatlarında şok dalgalanma: Çin’in vergi hamlesi piyasayı sarstı

Emeklilerin bayram ikramiyesi eksik yatıyor! Vekiller yasal düzenlemeyi Meclis’ten geçirmedi

İddia: 1 milyon emeklinin maaşından yüzde 25 kesinti yapılacak

Bakan yanıtladı: Elektriğe zam gelecek mi?

Elektrikte limit uygulaması kaç milyon aboneyi etkileyecek?

Borsa, altın ve döviz: İşte bu hafta en çok kazandıran yatırım aracı

Altın düşüşte: Bu hafta en çok hisse senedi fonları kazandırdı

Uzmanlardan kanser hastalarına beslenme tavsiyesi

Uzmanlardan kanser hastalarına beslenme tavsiyesi

Öne Çıkan Haberler (Son 24 Saat)

İmza zorunluluğu kalkan Manifest’in yurt dışı çıkış yasağı sürecek

İmza zorunluluğu kalkan Manifest’in yurt dışı çıkış yasağı sürecek

Ateşkesi ihlal eden İsrail, Lübnan’ın güneyine saldırdı

Ateşkesi ihlal eden İsrail, Lübnan’ın güneyine saldırdı

Erken uyarı sistemi çalıştı: Sındırgı depremini 37 saniye önce bildirdi

Erken uyarı sistemi çalıştı: Sındırgı depremini 37 saniye önce bildirdi

Müze gibi araç: Bizans dönemine ait 589 eser ele geçirildi

Müze gibi araç: Bizans dönemine ait 589 eser ele geçirildi

Markette nisan yangını: 36 ürünün 23’ünde fiyat arttı; zam şampiyonu patates

İPA’nın araştırması: İstanbullu temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor

Af Örgütü’nden Sudan çağrısı: Çatışmayı körüklemeyi durdurun

Af Örgütü’nden Sudan çağrısı: Çatışmayı körüklemeyi durdurun

İslam Memiş cevapladı: Şimdi altın alınır mı?

Gram altın fiyatı Kapalıçarşı’da sert geriledi: Uzmanlar ne diyor?

İslam Memiş, “4500” diyerek gram altın uyarısı yaptı

Altın yatırımcısına seslenen İslam Memiş: Kasım ayı fırsat ayı olabilir

Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz, yurtdışına mı çıktı?

Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz, yurtdışına mı çıktı?

Emekliye bayram ikramiyesi için rakam verildi

Cem Küçük’ten yeni asgari ücret iddiası: ‘Daha üstüne çıkmaz’

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Akın Gürlek açıklaması: Kendisine sordum…

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Akın Gürlek açıklaması: Kendisine sordum…

AİHM’den toplu ByLock kararı: Türkiye’ye bir mahkûmiyet daha

30 Baro’dan ortak çağrı: AİHM kararları derhal uygulansın

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

Hakkında

Amacımız, haberlerde tarafsızlık, bağımsızlık ve doğruluk ilkelerine bağlı kalarak, okuyucularımıza en güvenilir ve en nitelikli haberi sunmaktır. Türkiye'de ve dünyada sağlık, ekonomi, siyaset, yaşam, spor, teknoloji, tarih ve gündeme ait gibi birçok alanda geniş bir haber yelpazesi sunarak, okuyucularımıza çeşitli konularda farklı bir bakış açısı kazandırmayı, Türkiye'de, dünyada neler oluyor, Dünyada da Türkiye'de neler oluyor diye merak eden insanların doğru habere zamanında, yazılı ve görsel olarak ulaşacağı büyük bir medya grubu olmayı hedefliyoruz.

false

Bizi takip edin

Kategoriler

  • Bilim-Teknoloji
  • Çalışma Hayatı
  • Çevre
  • Dünya
  • Edebiyat Deneme
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Gezi İzlenim
  • Gündem
  • Günün Yazarı
  • Güvenlik
  • Haber Analiz
  • Haber Kulis
  • Haber Portre
  • Haber Yorum
  • Köşe Yazarı
  • Kültür-Sanat
  • Magazin
  • Medya
  • Özel Haber
  • Özel Röportaj
  • Politika
  • Sağlık
  • Son Haberler
  • Spor
  • Tarım-Hayvancılık
  • Türkiye
  • Yaşam
  • Yorum

Son Haberler

  • İmza zorunluluğu kalkan Manifest’in yurt dışı çıkış yasağı sürecek
  • Ateşkesi ihlal eden İsrail, Lübnan’ın güneyine saldırdı
  • Erken uyarı sistemi çalıştı: Sındırgı depremini 37 saniye önce bildirdi
  • Müze gibi araç: Bizans dönemine ait 589 eser ele geçirildi

Gizlilik ve Güvenlik

  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Koşulları
  • Çerez Politikası
  • Künye

 


 

İletişim
[email protected]
Whatsapp
+1 (224) 817-1794

Tekrar hoş geldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Parolanızı mı unuttunuz?

Parolanızı alın

Parolanızı sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap

Yeni çalma listesi ekle

Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية

© 2023 Turkish Post Haber - Tüm hakları saklıdır.

Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Gizlilik Politikası & Çerez Politikası.