(The Turkish Post) – KAMİL ASLAN
Dünya İsrail ile Filistin arasında yaşanan savaşı bıçak sırtında takip ediyor. Her gün iki taraftan da yüzlerce masum insanın öldürüldüğü haberi basına yansıyor. Saldırının şiddeti arttıkça ölü ve yaralı sayısı da artıyor haliyle. Son olarak İsrail, Gazze Şeridi’ndeki El-Mamedani ve El-Ehli Baptist Hastanesi’ni bombaladı. Saldırının ardından 600’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bombalı eylemin ardından dünya yeniden ayağa kalktı. Ne var ki İsrail, sessiz kalmayı tercih etti. Son yapılan açıklamalara bakılırsa İsrail cephesindeki bu duyarsız yaklaşımın devam edecek gibi gözüküyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Olaylar buraya nasıl geldi? İsrail ve Filistin cephesinde aylardan beri hiçbir saldırı yokken, bir anda Filistin’de etkinliğini yürüten HAMA, bu barış sürecini neden sekteye uğrattı? Asıl sorulması gereken soru bu. 7 Ekim’de İsrail’in güneyinde yer alan bir çölde düzenlenen Supernova Festivali’ne dünya genelinden binlerce kişi katıldı. Çoğunluğunu Musevi vatandaşlarının oluşturduğu bu etkinlik Yahudi vatandaşları için farklı bir anlam taşıyordu.
Ancak ne olduysa bir anda 50 kişilik eli silahlı HAMAS militanı etkinliği bastı. Saldırı sonucunda 300’e yakın masum sivil hayatını kaybetti. HAMAS ve Filistin kanadı söz konusu terör saldırısını kınamak yerine, eylemi kabullenmeyi tercih etti. Baştan açıkça söylemekte fayda var. HAMAS’ın sivillere yaptığı da bir terör eylemidir, İsrail’in masum Filistinlilerin bulunduğu iki hastaneyi vurması da. Her ikisi arasında hiçbir ayrım yoktur. Savaş hukuku çok açıktır. Savaş anında, çocuk, kadın, yaşlı ve hastalara dokunulamaz. Ayrıca kutsal mekanlarda bulunan kişiler de masum sivil konumundadır.
‘MOSSAD’IN HABERDAR OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Burada temel bir sorun bulunuyor. HAMAS’ın gerçekleştirdiği 9 Ekim’deki saldırının hemen ardından Avrupa medyası bu iddiayı konuşuyor. “HAMAS’ın söz konusu terör eyleminden İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın haberinin olmaması mümkün mü” diye.
Benim şahsi kanaatim ve tecrübelerim MOSSAD gibi teknik ve fiziki istihbarata sahip bir yapının HAMAS’ın bu eyleminden haberdar olmaması mümkün değil. Burada önemli olan konu şudur: Hem HAMAS hem de El Fetih yapıları arasında İngiliz istihbaratı MI6, Amerikan istihbarat servisi CIA ve istihbarat ağı MOSSAD’a çalışan onlarca angaje edilmiş istihbarat elemanı mevcuttur. Filistin gibi komplike bir ülkede yabancı istihbarat servislerinin elemanlarının olmamasını düşünmek bir safdilliktir.
‘MASUMLAR ÖLÜMLE VE VATANDAN SÜRÜLME İLE KARŞI KARŞIYA’
Burada sorgulanması gereken temel konu ise HAMAS’ın bu eylemi nasıl planladığıyla ilgili. Çünkü; Filistin iki yapılı bir ülke. Bir yanda HAMAS var diğer yanda ise El Fetih. Fetih grubu ülkeyi yönetiyor ve ılımlı bir yapıya sahip. HAMAS ise İsrail meselesini diyalog kanalıyla değil de, şiddetle çözmeyi amaçlıyor. İşte bu şiddet eylemi ülkedeki masum milyonlarca sivili bir bilinmeze sürükledi. Şimdi masumlar ölümle ve vatanlarından sürülme tehlikesiyle karşı karşıya. Şimdi bunun sorumlusunun HAMAS ve yöneticileri olduğunu düşünmemek başlı başına bir aptallıktır. Filistin halkı öncelikle HAMAS ve yöneticilerine açıkça tepkilerini ortaya koymalıdır.
Şimdi söylenmesi gereken en önemli nokta ise; MOSSAD’ın CIA’nin ve MI6’in bu eylemden haberdar olmasıdır. Günler öncesinden HAMAS’ın söz konusu Supernova Festivali’ne yönelik bir eylem yapacağı istihbaratı net olarak alınmış. Hatta Mısır istihbaratı da Filistin’den aldığı bilgileri İsrail ile paylaşmış. Ancak MOSSAD iki kulağının üzerine yatmayı tercih etmiştir. Sebebi de açıktır. Gazze’yi işgal için açık bir gerekçe gerekmektir. Belki de MOSSAD, HAMAS içerisindeki ajanları aracılığıyla bu düşünceye kapı aralamıştır. Kurt kuzuyu yemeye karar verdiği için gerekçesi de ortaya çıktığı için sadece eyleme geçmek için uygun zamanı kollamıştır.
‘HAMAS YETKİLİLERİ DE BARİKATIN ÖNÜNDE OLMALIYDI’
Aslında HAMAS, İsrail’e saldırı için dünya kamuoyuna haklı bir gerekçe sunmuş oldu. Ortada 300’e yakın sivil hayatını kaybettiği için dünya kamuoyu da başlarda İsrail’in saldırılarına hak verdi. İsrail de bu sessizlikten daha fazla güç alarak, adeta Gazze’yi mezar bir şehre çevirdi. HAMAS ’ın üst düzey yöneticileri ise Katar ve Dubai gibi ülkelerde hala üst perdeden açıklama yapmakla yetiniyor. Şayet saldırı Filistin halkı adına olmuşsa, HAMAS yetkilileri de barikatların önünde olmalıdır. Ne var ki, yine İsrail silahlarının önüne bedenini siper edenler masum gençler oluyor. Filistin halkı artık bunu sorgulamak zorundadır. Özellikle haklarını savunduklarını iddia edilen HAMAS ve El Fetih gibi yapılanmaları daha iyi analiz etmelidir.
Gelinen nokta itibariyle Gazze artık ölü bir şehre dönmüştür. Her gün İsrail savaş uçakları attıkları bombalarla şehirde ölüm saçmaya devam ediyor. Belki de birkaç hafta içerisinde şehirdeki bütün kontrol İsrail’e geçecek ve Filistin halkı da sessiz çığlıklarla bölge ülkelere göç etmek sorunda kalacaktır. Söz konusu terör eylemini planlayan, organize eden ve finanse edenler de konforlu hayatlarına devam edecektir. Belki de bazı HAMAS yöneticileri, bu eylemlerinden dolayı MOSSAD, CIA ve MI6 istihbaratları tarafından ödüllendirilecektir. Kim bilir kendileri ve çocukları için Avrupa ülkelerinde bu yaşam şartları oluşturulmuştur belki de…
Biz de uzaklardan hep aynı şarkıyı terennüm etmeye devam edelim. İsrail’in bu saldırıdan haberi var mı yok mu diye. Hatta bir adım işin içerisine istihbarat katıp HAMAS’ın MOSSAD’ı nasıl kandırdığını konuşalım. Ama işin gerçek yanını da görmezden asla gelmeyelim. Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti bile. Artık Gazze eski şehir asla olmayacak. Gazze halkı da bir daha huzur bulamayacak.