(The Turkish Post) – Eylül’ün yoğun dış politika gündemi ve temas takvimi netleşiyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4 Eylül Pazartesi günü Rusya’nın Soçi kentinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geleceği zirvenin hazırlıklarının devam ettiğini söyledi.
A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kılıç, Karadeniz Tahıl Koridorunun yeniden açılıp açılmayacağına ilişkin, “Pazartesi günü yapılacak zirvede Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Putin’in bir araya gelecekleri görüşmede son durum ele alınacak. Ümit ediyoruz ki başarıya ulaşmış oluruz, çünkü bu tüm dünya için gerekli.” dedi.
Erdoğan’ın Putin ile yapılacak görüşmenin ardından ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eylül ayında New York’ta yapılacak Birleşmiş Milletler zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesine ilişkin soruya Kılıç, 8-10 Eylül arasında Hindistan’da gerçekleşecek G-20 Zirvesi’nde görüşmelerin planlandığını, oradaki görüşmelerin durumuna göre New York’taki görüşmelerin mahiyetinin ortaya çıkacağını bildirdi.
Kılıç ayrıca, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde görüşeceklerini, ondan sonra iki liderin Yunanistan’ın önerisiyle Selanik’te yüksek düzey işbirliği toplantısına katılacağının mevzubahis olduğunu bildirdi.
Bu arada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Türkiye ziyaretinin, sağlık sorunları nedeniyle ziyaretin ertelendiğini hatırlatan Kılıç, G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Netanyahu’nun görüşme olasılığı bulunduğunu belirtti.
Suriye ile görüşmeler deva ediyor
Kılıç ayrıca, Suriye ile ilişkilerin hangi düzeyde sürdüğüne ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti: “Görüşmeler tabii ki var. Bu görüşmeler çeşitli seviyelerde, çeşitli kurum ve kuruluşlar üzerinde oluyor. En üst seviyeye çıkması için çözülmesi, karara bağlanması gereken konular var. Sert ve temeli olmayan bazı yaklaşımların aşılması gerekir. Bu konularda bizim görüşümüz ve duruşumuz net. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Orada herhangi bir bölgede bir terör unsurunun kontrolü altında oluşacak bir duruma da ‘evet’ diyecek halimiz yok. Dolayısıyla kendi güvenliğimiz, bölgenin güvenliği ve Suriye’nin güvenliği açısından attığımız birtakım adımlar var. Bunları da anlatıyoruz. Ümit ederim ki oradaki yöneticiler de bunu görürler.”