(The Turkish Post) – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programında, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay arasında çıkan Can Atalay krizine ilişkin konuştu. “Devletin başı olarak, kurumlarımız arasındaki görüş ayrılığının bir anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçecek adımları süratle atacağız” diyen Erdoğan, “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” ifadelerini kullandı.
AYM cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Yargıtay bu karar üzerine Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Anma programında bu konuyu da gündemine alan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Türkiye, dün ‘Gardırop Atatürkçüleri’, bugün de ‘Sosyal medya Atatürkçüleri’ olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir.”
“Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir. Türkiye’de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir.”
“Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır.”
“Yeni anayasa meselesini ısrarla gündemde tutmamızın, günlük siyaset söylemi değil, hayati bir konu olduğu, bu vesileyle herhalde daha iyi anlaşılmıştır.”
“Devletin başı olarak, kurumlarımız arasındaki görüş ayrılığının bir anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçecek adımları süratle atacağız.”
“Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem yetkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız”
“Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız.”
“Anayasa, ‘devlet başkanı’ sıfatıyla bize ‘devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin’ görevi vermektedir. Biz bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız.”