(The Turkish Post) – Hatay’da Rönesans Rezidans’ta yaşayan 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar…
Maraş’taki Ebrar Sitesi’nde yaşayan Alya Kılınç…
Adıyaman’daki Arzıklar Apartmanı’nda yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Enes Demir…
Maraş merkezli depremin ardından kaybolan ve aylarca aranmasına rağmen tek izine dahi rastlanılmayan yüzlerce çocuktan yalnızca birkaçı…
Depremin üzerinden 21 ay geçmesine karşın kayıp depremzedelerin birçoğuna ulaşılamadı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş ise geçen aylarda yaptığı açıklamada depremin ardından kayıp çocuk kalmadığını iddia etse de geçen günlerde açıklama yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kayıp sayısı vererek Göktaş’ın açıklamalarını çürüttü.
Yerlikaya, 75 depremzedenin arama çalışmalarının devam ettiğini açıklayarak “13 Kasım 2024 tarihi itibarıyla 30’u çocuk, 45’i yetişkin olmak üzere toplam 75 depremzedenin arama çalışmaları devam ediyor” dedi. Depremde yakınlarını kaybedenler ise tepkili: Madem bu kadar kayıp vardı neden kapsamlı bir çalışma yürütülmedi? Neden bu insanlar hâlâ bulunamadı?
Hatay Antakya’da yerle bir olan Rönesans Rezidans’ın enkazında kalan 36 yaşındaki kızı Tuğba Koşar ile torunları 3 yaşındaki Mustafa Kemal ve 1 yaşındaki Mehmet Akif’e aylardır ulaşamayan Suna Öztürk, bakanların çelişkili açıklamalarını eleştirdi.
SİYASETE KURBAN EDİLDİLER
Öztürk, 75 değil 750 kişinin kayıp olduğunu söyleyerek BirGün’e şunları söyledi:
Aslında 750 kişi kayıp. Bu 750 kişiden ölüm karnesi alanları aramıyorlar. Bu 75 kişi ölüm karnesi almayanlar. Öldüğünü kabul etmedikleri için tesadüfen DNA eşleşmesinde çıkarsa o şekilde teslim edecekler. Biz ölüm karnesi alsak da biz tesadüfen öğrenmek istemiyoruz, bizim çocuklarımız da aransın. Benim çocuklarım nerede? Onlarca insanı molozların içinde bıraktılar, hastanelerde kaybettiler, kimsesizler mezarlığında yok ettiler… Ankara AFAD Şube Başkanı Abdullah Özçetin ile görüştüm ve bana; Rönesans enkazının 3 kez arandığını, 2 poşet kemik parçası çıktığını ve DNA eşleşmesine bakamayacaklarını, benim çocuklarımın yandığını söyledi. Bulunan kemiklerin hiçbiri mi sağlam değil? Kemiklerin peşine düşsek de bulamıyoruz. Burada insanları göz göre göre ölüme terk ettiler. Deprem siyasetle ölçülür mü? Siyasete kurban edildi bu insanlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan; ‘Hatay öksüz ve yetim kaldı’ demişti. Kendi dediğini doğruladı, günler sonra geldiler. Üstüne kapsamlı bir arama da yapmadılar.”
Bakanlıklara seslenen Öztürk, şöyle devam etti: “Meclis’e gittik beni Meclis’ten emniyet gücüyle atmaya çalıştılar. Milletvekilleriyle konuşuyoruz, bakanlara sesleniyoruz, hepsi sessiz. Kimse yardımcı olmuyor. Rönesans’ta 53 kişi kayboldu, devlet ‘Buradaki insanlar yandı’ diyor. Burada 53 kişi bulanamadıysa sadece 75 kişi kaybolmuş olabilir mi? Tüm kayıpların bulunmasını istiyoruz. Bizim çocuklarımızın ne mezarı ne kefeni var. Nerede bu insanlar?” Ayrıca Öztürk yarın Aksaray’da eylem yapacağını ve kayıplarının akıbetini sormak için yetkililere sesleneceklerini söyledi.
Öte yandan Adalet Peşinde Aileleri Platformu tarafından yapılan açıklamada ise “Arama çalışmalarının 21 ay sürmesi, koordinasyon eksikliği, yetersiz kaynak kullanımı ve şeffaflık sorunlarını gündeme getiriyor” denilerek şu sorular yöneltildi:
- Neden bu insanlar hâlâ bulunamadı?
- 21 ayın sonunda depreme dair kaç dava açıldı?
- Kaçının ‘daha’ soruşturması bitmedi?
- 11 ilde 53 bin insanın öldüğü depremde sadece 42 kamu görevlisi mi yargılanıyor?
- Firari suçluları ne zaman mahkemeye çıkaracaksınız?
- Deprem davalarında adalet ne zaman tecelli edecek?
ENKAZA SIKILDIĞI İÇİN GİTTİĞİNİ SÖYLEDİ
Adana Çukurova’daki Tutar Yapı Sitesi C Blok’un, depremde m yıkılması sonucu 64 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 8. duruşması Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Sanık Bekir ve Osman Baloğlu’nun “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan yargılandığı davada ailelerin ve avukatların çabaları, binada ağır tadilat yapan iki sanık Osman ve Bekir Baloğlu 21 ay sonra ilk kez sanık sandalyesine oturdu. Duruşmada savunma yapan Bekir Baloğlu, kendisine yöneltilen “Neden enkaza geldin?” sorusuna “Ekim Apartmanı’nda yeğenimi kaybettim. 4 gün enkaz başında bekledim. O sırada sıkıldığım için Tutar Yapı Sitesi’nin enkazına da geldim” yanıtını verdi. Sanığın yanıtına kayıp yakınları tepki göstererek ”Pes artık” dedi.