(The Turkish Post) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin gurp toplantısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ağır sözlerle eleştirdi.
Mansur Yavaş’ın açıkladığı konser ücretlerine tepki gösteren Bahçeli, “CHP’li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çekmeleri, israfa gömülmeleri, sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorbayla bir tabak pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir. Neymiş? Bir sanatçıya ödenen para 69 milyon değil de 45 milyonmuş. Bu kafa normal bir kafa değildir.” dedi.
“BELEDİYE BAŞKANLARININ ADAYLIĞA SOYUNMALARI NAMERTLİKTİR”
Belediye başkanlarının cumhurbaşkanlığı adaylığı imalarına da sert tepki gösteren Bahçeli şöyle konuştu: “Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp bugünden cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavralarıyla caka satmaları en başta İstanbul ve Ankara’ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir.
Ziya Paşa’nın dediği gibi: “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Lafları boş, siyasetleri kof, karınları tok eserleri yoktur.
Milletimiz bu yeteneksiz, iş bilmez, adap bilmez, vefa bilmez, kifayetsizlere muhtaç ve mecbur olamaz, olmamalıdır.”
MHP’DEN ‘VAKİT TAMAM’ PAYLAŞIMI
Öte yandan Bahçeli’nin grup konuşmasının ardından MHP’nin sosyal medya hesaplarından ‘Vakit tamamdır, söz konusu vatandır’ başlığıyla bir video paylaşıldı. Videoda “Yalnız kalırsınız bazen… En yakınınız bile anlamaz sizi. Ülkücülük ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen” ifadeleri yer aldı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüntülerinin yer aldığı videoda şu ifadeler kullanıldı: “Dün söylediğimiz gibi bugün de… Bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur. Yalnız kalırsınız bazen… En yakınınız bile anlamaz sizi. Ülkücülük ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen… Hayırlarınız, evetleriniz karışır kalabalığın gürültüsünde. İşte o zaman bilge bir akıl, mangal gibi bir yürek ve tek başına direnme gücü önem kazanır. Belki sonra herkes aynı şeyi söyler… Sen ‘ben söylemiştim’ demezsin. Çünkü ‘önce ülkem ve milletim’ demişsindir bir kere! Değişmeyen prensipler, ödünsüz ilkeler, tavizsiz dik duruşla… Geri dönülmez sevdaların varsa hayatta, vazgeçilmez yeminlerin de olmalı. Ülkücülük kendinden, benliğinden vazgeçmekse eğer… ‘Varlığın Türk varlığına armağan’ olmalı! Dünya karşına çıksa ne yazar? ‘Vatan Türk’tür, millet Türk’tür’ diyerek koca bir ömür adandıysa bu davanın ardına. Yeniden bir gelecek kurulması gerekir, ay yıldızlı çocukların mutluluğuna dair. Bozkurta ne düşerse hesapsız atılmalı, aldırmadan güruhun artan uğultusuna. Ölmeyi biliyoruz, sevmeyi de biliriz. Dudağında dosta umut veren gülüşler, sen bir adım ayrılmadan inandığın doğrudan… Görecekler! Millet nasıl toplanacak üç hilalin ardından. Vakit tamamdır, söz konusu vatandır.”