(The Turkish Post) – İktidarın liyakati yok saydığı görevlendirmelerden biri daha ortaya çıktı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın Hacettepe Üniversitesi’nden sınıf arkadaşı Hüseyin Arabasüren’in damadı Seyfettin Batuhan Gül, Almanya Düsseldorf’taki Türkiye Başkonsolosluğu’na ‘Çalışma Ataşesi’ olarak atandı. Memur olmayan, Almanca bilmeyen Damat Gül, 4 yıl boyunca bu görevde kalacak ve aylık 7 bin 200 Euro (Yaklaşık 270 bin lira) maaş alacak.
AŞÇI İDİ ATAŞE ATANDI: Damat Gül’ün ataması 6 Eylül 2024 tarihli kararname ile yapıldı. İzmir’de kayınpederi Arabasüren’in şirketinde ‘aşçı’ ve ‘büro elemanı’ olarak çalışan Gül, açıktan atama ile Çalışma Ataşesi oldu. Birinci derecenin birinci kademesi ile ataması yapılan Gül, en yüksek maaşı alacak. Almanya’da Türklerin en yoğun yaşadığı Düsseldorf bölgesinde çalışacak.
85 KİŞİ ‘TASARRUF’ NEDENİYLE BEKLİYOR: Hüseyin Arabasüren’in kızı Pelin’le evli olan Batuhan Gül’ün ataması Bakanlık’ta büyük tepki gördü. Çünkü ilk kez Almanca bilmeyen bir kişi Çalışma Ataşesi olarak bu ülkeye gönderildi. Bakanlık’ta yetişmiş ve yurtdışında görev yapmış 85 uzman bulunuyor. Ama bu kişilerin ataması ‘tasarruf tedbirleri’ nedeniyle bekletiliyor.
1 YIL ÖNCE KAYINPEDER GİTTİ: Bakanın arkadaşı Hüseyin Arabasüren, Sosyal Hizmetler Uzmanı. Kayınpeder, geçtiğimiz yıl 16 Eylül’de Düsseldorf’a giderek Türkiye’nin Başkonsolosluğunu ziyaret etti. Arabasüren, Almanya, İngiltere başta olmak üzere AB ülkelerinde 45 şubeden oluşan Özel Eğitim Merkezleri açmayı planlıyor.
TAŞÇIER, IŞIKHAN’A SORDU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer konuyu TBMM’ye taşıdı, verdiği önergede Işıkhan’a şunları sordu: “Gül’ün atanma sürecinde hangi kriterler ve değerlendirmeler dikkate alınmıştır? Gül’ün Almanca bilmediği ve devlet memuru olmadığı iddiaları doğru mudur? Eğer doğruysa, bu göreve neden ve nasıl uygun görülmüştür? Akrabalık ilişkilerinin ve yakın kişisel bağların bürokratik atamalarda etkili olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu atamanın, söz konusu kişinin (Hüseyin Arabasüren) sizinle olan kişisel bağları göz önüne alındığında, etik ve liyakat standartları açısından nasıl bir değerlendirme yapıyorsunuz?”